BEYAZ DİLEKÇE




29.Ağustos.2010/Pazar

01:58

Ramazan-ı Şerif’in 19’u bugün…

Nice özlemişken ve nice hasretle beklemişken;
neredeyse aktığını bile fark edemeyeceğim kadar

hızlı geçiyor zaman…




Sahi özlemek dile dökmekle tahakkuk eder mi? Pek emin değilim!




İki gönül eri muhabbet ederken işittim de;
özlemimi dillendirdiğim zamanları şöyle bir gözden geçirdim.


Çoğu zaman dilimize destan ettiğimiz, belki bunu da özlemenin şanından bildiğimiz ve

adına özlem dediğimiz özlemlerimizin (?) yüzde kaçı gerçekçi?


Bunları soruyorum bugün kendime…


Öğrendim ki; hakiki özleyenin, özleminden bunu dile getirmeye mecali kalmazmış…


Sakın ha kendinden geçmek, özünü kaybetmek zannetmeyin!


Zira her şeyde sevgiliyi aramaktan,
tabir-i caizse pür-şuur zikretmekten buna gerek duymazmış…


Biri gerçekten özlerse, özledim diyemezmiş;
lakin ona bakan, gözlerinde özlediğini seyredermiş.
Yüzünde sevgiliyi seyredermiş ona bakanlar…


Sevgilinin uzağında durup özledim diyense aslında kendini kandırırmış…


Sevmek, özlemek sebepleri aşmakmış…


Her baktığı yüzde sevgiliye bakmak, bazen gemileri yakmak, bazen de “sevgilinin sevdiğinin”
yanında olmakmış sevmek/özlemek…

Şimdi Mübarek Sevgiliye özlemini bu terazide tartmaktan çekinmeyip de ne yapsın bende!

Yollarına düşüp her şeyde onu aramaya, her şeyde onun tadını yakalamaya çalışmadığı için diline
vurup da onu boşa söyleten mecali mi şahitlik etsin!


Yoksa uzağındayken şöyle dursun;
Sevgilinin yanındayken bile yüzüne bakıp da
gözlerinde özlediğini göremeyen gözler mi şahit olsun!


Özlediğini diline düşürüp de; yüzüne sevgilinin yüzünü, hayatına sevgilinin izini,


yapıp ettiklerine sevgilinin ismini düşüremeyen nefs-i bî-çaresi mi şehadet etsin yoksa!

Hal böyleyken özlemimin saflığına hangi mihenk hükmeder?


Merhamet kıl ya Rahman!

Liyakatimize değil, ihtiyacımıza mebnî nimetler ihsan eyle.

Sahip olduklarımızdan istifade etme liyakati lûtfederek onları bizim için nimet eyle.

Yalnız San’a ibadet eder ve yalnız Sen’den yardım dileriz.

Ey Rabbimiz !

Sana muhtaç olmanın fevkalade şuuru, duygularımızı rukû’a getirmişken;

Duamızı da kabul olmuş duaların arasına ilhak etmeni diliyoruz…

Kabule karîn ile makbûl eyle Ya Zel Celâli vel İkrâm!


(Amin…)

0 yorum:

Yorum Gönder